ARIOTU (Phacelia tanacetifolia Bentham)

ARIOTU (Phacelia tanacetifolia Bentham)

ARIOTU (Phacelia tanacetifolia Bentham)
 Doç.Dr.Mustafa KIZILŞİMŞEK
 KSÜ Ziraat Fak. Tarla Bitkileri 


 Ülkemiz ekolojik koşulların uygun oluşu nedeniyle büyük bir tarımsal potansiyele sahiptir. Birçok yörede kışın boş kalan alanlarda kışlık ara ürün olarak, bazı yörelerde ise erken ilkbaharda ekilerek yazlık olarak yetiştirilebilecek tek yıllık bir bitki de Arı otu (Phacelia tanacetifolia Bentham)'dur.

Arıotu, erken ilkbaharda bölge arıcılığı için gerekli polen ve nektar kaynağı sağlama bakımından son derece uygun bir bitkidir. Arı otu Hydropllaceae familyasından ve Phacelia cinsinden tek yıllık bir tür olup, dik olarak gelişmekte ve 60-100 cm kadar boylanmaktadır. Sapın üzeri dikenimsi tüylerle kaplıdır. Yapraklar sap üzerinde almaşıklı olarak dizilidir.

 Çiçek salkımları sapın daha üst boğumlarından çıkmaktadır. Bir çiçek salkımında çiçeklenme, salkımın alt kısmından başlamakta ve yaklaşık bir hafta sürmektedir. Çiçeklenme süresi bir bitki için 1 ay, bir tarla için ise 1,5-2 aydır. Bu derece geniş bir çiçeklenme seyri, hemen hemen çoğu tarla bitkisinde görülmemektedir. Çiçekleri genellikle mor renkli, bazen sarı- beyaz renklidir. Yapılan araştırmalar 1 m2 alanda 3500-4000 adet çiçek oluşturabileceğini göstermiştir. Arı otu balarılarının nektar ve polen kaynağı olarak dünyanın en üstün 20 bal bitkisi içerisinde yer almakta; ABD, Almanya, Rusya ve Yugoslavya gibi ülkelerde bal arılarının yararlanılması amacıyla yetiştirilmektedir. Arı otundan Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde Arı merası olarak yararlanılmaktadır.

 


Arı otunun korunga, fiğ, kolza ve yonca ile birlikte aynı dönemlerde yetiştirildiğinde, arılar tarafından daha fazla ziyaret edildiği ve en iyi çiçek tozu verimine sahip olduğu belirlenmiştir Arı otu bitkisini ziyaret eden bal arılarının yaklaşık %25'inin polen, %75'inin ise nektar için ziyarette bulunduğu belirlenmiştir Elde edilen balın oldukça kaliteli olduğu ve dekara 50-80 kg bal verimi elde edilebileceği bildirilmiştir. 1 dekar alanda kuvvetli 2 koloni beslenebilmektedir. Arı otu Kuzey Amerika (Kalifornia) orijinli bir bitki olup, denizden yüksekliği 500 m olan ve ılıman iklimli bölgelere adapte olmuştur. Denizden yüksekliği 700 m.den az olan yerlerde sonbaharda ekilebilen arı otu, 700 m'den yüksek alanlarda ise erken ilkbaharda ekilebilmektedir. Bitki, toprak istekleri yönünden fazla seçici değildir ve çoğu toprak tiplerinde başarı ile yetişmektedir Arı otunun yetiştirilmesi, diğer kışlık ara ürünlerin yetiştirilmesinde olduğu gibidir. Akdeniz ikliminde Ekim-Kasım aylarında ekimi yapılır. Ancak, tohumları biraz küçük olduğundan, daha titiz tohum yatağı hazırlığına gerek vardır. Ekim 20-30 cm aralıklı sıralara yapılmaktadır.

 Tohum miktarı 1.0-1.5 kg/da, ekim derinliği 1.0-2.0 cm arasında tutulmaktadır. Serpme ekimde tohumluk miktarı biraz daha arttırılmalıdır. Ege ve Akdeniz bölgelerinde yüksekliği 700 metreyi geçmeyen yerlerde sonbaharda, diğer bölgelerde erken ilkbaharda ekilen arı otu, kış ayları boyunca gelişme göstermekte, Nisan ayı başından itibaren çiçeklenmeye başlamaktadır. Ege ve Akdeniz koşullarında sulamaya ihtiyaç duymayan arı otu, iç bölgelerde yazlık olarak ekildiğinde ve yağışın olmadığı durumlarda sulamaya gereksinim duyabilir. Çiçeklenme başlangıcında silaj üretimi amacıyla biçim yapılabilir. Ancak bırakılıp 1.0-1.5 ay süreyle arı merası olarak yararlanılması ve çiçeklerin iyice azaldığı dönemde biçilmesi daha ekonomik olmaktadır. Arı otu, Almanya ve Doğu Avrupa ülkelerinde yeşil ot, kuru ot ve silaj yapımında kullanılmaktadır. Arı otu bu ülkelerde balarıları için son derece elverişli bir yem kaynağı olması açısından arı yetiştiricileri tarafından geniş ölçüde ekimi yapılan bir arı yem bitkisidir

 ANZER BALININ KAYNAĞI OLAN KEKİK TÜRÜNÜN TANITIMI
 Yazar : Yrd.Doç.Dr.Metin DEVECİ, Arş. Gör.Nazım ŞEKEROĞLU
 
Arı Mucizesi

Bir görüşe göre,arılar çiçeklerden de önce vardı. Sanılandan 140 milyon yıl önce. Bilinen en eski an fosili ise, 80 milyon yıl öncesine ait. Doğa' nın özünü, tadını ve sunduğu şifayı BAL'a dönüştürüp, insanoğluna benzersiz bir tatla armağan eden bu çalışkan yaratıklar, bize sağlığa düşkünlükleri, ördükleri petekten de hemen anlaşılan disiplinli ve titizlikleri, dahası çalışkanlıklarıyla örnek olmaktadırlar;
 *Bir kilo bal için,40 bin an, çiçeklere 7,5 milyon dalış yapıyor...
 *Bir petek bal için,100 bin km. kanat çırpıyor...
 *Vücut ağırlıklarının 330 katı yük çekebiliyor...
 *Bir koloninin, 1 kg. bal üretmesi ve yaşamını sürdürebilmesi için 8 kg. bal tüketmesi gerekiyor...
 *Bir arının dünyanın çevresini dönebilmesi için,25 kg. bal tüketmesi gerekiyor...
 * Ana arı bir günde kendi ağırlığının 20 katı yumurtluyor...
 *Arının beyni saniyede 16 milyar işlem yapıyor. Bu en hızlı bilgisayardan 100 milyon kat daha hızlı anlamına geliyor...
 *Her bir petek gözünün derinliği 12 mm. olup,altıgen prizma şekli nedeniyle,büyük bir dirence sahiptir.kilolarca balı taşır...
 *En az balmumu harcayarak, maksimum ölçüde bal depolamak için en uygun şekil, arıların inşa ettiği altıgen prizmadır...
 *Petek gözlerinin ölçüleri aşırlardan beri değişmiyor...
 *Peteği yaparken anlar, değişik noktalardan başlarlar ve ortaya geldiğinde peteklerde birleşme izi olmaz...
 *Doğada döllenme işleminin önemli bir bölümünü, bir çiçekten diğerine koşturan anlar gerçekleştiriyor. Arılar mavi rengi ayırt edebiliyor, ancak kırmızı rengi koyu gri ve siyah olarak algılıyorlar. Bu nedenle döllenme için arılara muhtaç olan çiçeklerin hiç birinde kırmızı renk bulunmuyor... 

 

 


 
 
 
Şifalı Anzer balının çiçeği olan kekik türü

 Dünyaca tanınmış Anzer balına tat ve koku veren yüzlerce çiçekli bitkiden biri olan Anzer, bir kekik türüdür. Doğu Karadeniz Bölgesinin yüksek kesimlerinde yayılış gösteren bu bitki, Rize ili Ikizdere ilçesi aşağı ve yukarı Anzer adı verilen ve denizden 2300-2500 m yükseklikteki yörede yoğun şekilde doğal olarak yetişmektedir.

 Haziran ayından itibaren yaklaşık iki ay boyunca, farklı yüksekliklerde, çiçekli olarak bulunan Anzer, arıların en çok ziyaret ettiği nektar bitkilerindendir. Yüzlerce yıldır yöre halkı tarafından bilinen ve doğadan toplanan Anzer, kurutularak kış aylarında bitkisel çay şeklinde tüketilmektedir. Yörede Anzer çayının; soğuk algınlığı, gribal enfeksiyonlar, mide ve barsak rahatsızlıkları gibi birçok derde deva olduğuna inanılmaktadır.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI ARICILIK YÖNETMELİĞİ

KAFKAS ARISINI TANIMAK İÇİN TIKLAYINIZ..

 

 


Ballıbabagiller (Lamiaceae) familyasından olan Anzer nin bilimsel literatürdeki ismi; Thymus praecox subsp. Caucasicus var. Caucasicus tur. Bitki, 15-20 cm arasında boylanabilen, küçük yapraklı, kuvvetli kokulu, yaz aylarında dalların tepe kısmında başak formunda pembe-erguvani-beyaz çiçekler açan, otsu yapıda çok yıllıktır. Özellikle meyilli, kurak ve yamaç kısımlarda kümeler halinde yetişmektedir. Bitkinin tüm kısımları açık sarı renkte uçucu yağ, acı maddeler taşımaktadır. Uçucu yağ oranı, bitkinin kısımlarına göre farklılık göstermekte olup, % 1-3 arasında değişmektedir. En yüksek uçucu yağ oranı, bitkinin çiçeklerinde bulunmaktadır. Uçucu yağın temel bileşenlerini, tiymol ve karvakrol maddeleri oluşturmaktadır.

 Anzer çayının hasat zamanı, uçucu yağ oranı üzerine etki etmekte olup, en yüksek uçucu yağ oranına tam çiçeklenme döneminde ulaşılmaktadır. Ayrıca, sisli ve puslu havalarda, sabah erken veya akşam üzeri yapılan hasatlar da kaliteyi düşürmektedir. Hasat edilen bitkilerin kurutulması, çayın kalitesi ve saklama süresine etki etmektedir. Tam çiçeklenme döneminde hasat edilen ve fazla bekletilmeden temiz gölgelik yerlerde kurutulan bitkiden yüksek kalitede kuru ürün elde edilmektedir.

 Anzer çayının hazırlanması özel bir ihtimam gerektirmekte olup, yanlış demleme yöntemleri çayın kalitesini bozmaktadır. Anzer çayının kaynatılarak demlenmesi, uçucu yağın buharla birlikte uçmasına ve bitkideki acı maddelerin çaya geçmesine neden olmaktadır. En güzel damak tadı ve faydanın sağlanması için, kaynatılmış sıcak suyun içerisine bir tutam Anzer çayı atılmalı, cezvenin kapağı kapatılmalı ve 5-10 dakika demlenmeye bırakılmalıdır. Bardağa süzülen, altın sarısı rengindeki Anzer çayı, ılık olarak içilmeli ve demlemede kullanılan çiçekler bir daha kullanılmamalıdır.

 Yörede bilinmemesine rağmen, Anzer çayı adı verilen bu kekik türünün uçucu yağı ve suyu da elde edilebilmektedir. Ülkemizde halen modern tesislerde kekik yağı ve kekik suyu üretilmektedir. Ancak, eski çağlardan beri Anadolu nun birçok köyünde geleneksel yöntemlerle kekik yağı ve suyu elde edilmektedir. Ateş üzerinde büyük tencereler içerisinde su ile kaynatılarak damıtma yöntemiyle elde edilen bu ürünler çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. Anzer çayı, diğer kekik türlerinde olduğu gibi, bileşimindeki kimyasal maddeler sayesinde insan vücudu üzerine çeşitli etkiler yapmaktadır. Çeşitli kaynaklarda kekik çayı, kekik yağı ve suyunun mide sorunlarını giderici, yatıştırıcı, antiseptik, kurt düşürücü, kan dolaşımını arttırıcı, bronşları açıcı, öksürük giderici, zayıflatıcı, şeker hastalarını rahatlatıcı etkilerinin olduğu belirtilmektedir. Özellikle doğaya dönüşün ve doğal ürünlere olan talebin arttığı günümüzde, bitkisel çay olarak Anzer çayının önemi daha da artmaktadır.

 Anzer tarımının yapılması ile, yörede yapılan arıcılığın daha etkin hale getirilmesinin yanı sıra, kurutulmuş Anzer çayı, kekik yağı ve suyunun üretilmesi yöre insanına ek bir gelir sağlayacaktır. Anzer çayı denilen bu kekik türünün, yağının ve suyunun çıkarılması için yörede kurulacak modern tesisler bu konuda etkin rol oynayacaktır. Ancak şu konu dikkate alınmalıdır ki, yörede doğal florada yetişen bitkilerin ticari amaçla toplanması, bitkilerin neslini tehlikeye sokacağından, bitkinin tarımının yapılması gerekmektedir. Anzer çayı çok yıllık bir bitki olup, bitki çelikleri ve kök parçaları ile üretimi mümkündür. Yörede doğal olarak yoğun şekilde bulunması, tarımının da yapılabileceğini göstermektedir. İlkbahar veya sonbahar döneminde dikilecek bitki çelikleri ile yapılacak üretimde, ilk yıl verim düşük olacaktır. Ancak, daha sonraki yıllarda verim giderek artış gösterecektir. Bir dekarlık alandan ilk yıldan sonra, ortalama olarak 150-200 kg kuru Anzer çayı elde edilebilecektir. Anzer çayı tarımının yapılması, farklı ürünlere işlenmesi ve pazarlanması özel bilgi birikimi gerektirmekte olup, bu konuda Karadeniz Teknik Üniversitesi, Ordu Ziraat Fakültesi nin çalışmaları halen devam etmektedir.

 Yıllarca Anzer balı ve poleni ile dünya çapında nam salan Anzer in, çayı ve diğer bitkisel ürünleri ile de sesini tüm dünyaya duyurmaması için hiçbir sebep yoktur.

 

 


Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest Addthis
Online Alışveriş Hemen Ara